Mersin’i zirai don vurdu

Mersin’i zirai don vurdu
Mersin’de geçen ay yaşanan zirai don, Türkiye’nin sebze-meyve deposu merkez Akdeniz ilçesinde hemen hemen tüm sebze ve meyveyi vurdu. Domates, biber, salatalık, nektarin, şeftali, limonda verim ciddi oranda düştü. Üreticiler, ürün azlığının fiyatları yükselteceği uyarısında bulundu.

Mersin’de geçen ay yaşanan zirai don, etkisini bu günlerde göstermeye başladı. Zirai don, hem Mersin’in hem Türkiye’nin sebze-meyve deposu merkez Akdeniz ilçesinde hemen hemen tüm sebze ve meyveyi vurdu. Üretimde çok ciddi oranda verim düşüklüğü yaşanırken, başta domates, biber, patlıcan, salatalık, şeftali, nektarin, erik ve badem olmak üzere sebze ve meyvenin tüketiciye ulaşması neredeyse hayal oldu. Üreticiler, ürün azlığının fiyatları yükselteceği uyarısında bulundular.
Geçen ay Türkiye genelinde etkili olan zirai don, Mersin’i fena vurdu. İl genelinde üreticilerin aldıkları önlemlere karşın hava sıcaklıklarının beklenmedik şekilde düşmesi hem verimi ciddi oranda düşürdü hem üreticiyi perişan etti. Özellikle Mersin’in merkez Akdeniz ilçesinde 19 Mart gecesi yaşanan zirai donda hava sıcaklığı eksi 7-8 dereceye kadar düşünce, başta sert çekirdekli meyveler olmak üzere tüm sebzeler de büyük zarar gördü. Şeftali, nektarin, elma, erik gibi meyvelerde don afeti nedeniyle çiçeklenme bile olmazken, örtü altında yetişen domates, biber, patlıcan, salatalık gibi sebzeler de yandı. Limon bahçelerindeki genç limon ağaçları da kururken, üreticiler bahçelerindeki başta nektarin olmak üzere çiçek bile vermeyen meyve ağaçlarını kesmeye başladı. Seralarda ise neredeyse biber ve domates kalmadı.
Mersin Akdeniz Ziraat Odası Başkanı Musa Yılmaz ile birlikte ülkenin önemli sebze ve meyve üretim merkezlerinin başında gelen Akdeniz ilçesi Kazanlı Mahallesi'nde dondan etkilenen sera ve bahçeleri gezerek, üreticilerden bilgi aldı. Kuruyan limon bahçelerini ve parmakla sayılacak kadar az ürün veren biber seralarını dolaşan Yılmaz, eline motorlu testereyi alarak, nektarin ağaçlarını kesen üreticilere de yardım etti.

“ÖRTÜ ALTI ÜRETİMDE CİDDİ DERECEDE VERİM DÜŞÜKLÜĞÜ VAR"

Ziraat Odası Başkanı Yılmaz, burada yaptığı açıklamada, Mersin’de geçen ay yaşanan zirai don nedeniyle üreticilerin büyük sıkıntı içinde olduklarını söyledi. Zirai don nedeniyle örtü altı üretimde ciddi derecede verim düşüklüğü olduğunu belirten Yılmaz, “Başta biber olmak üzere bütün ürünlerimizde verim düşüklüğü var; verim yüzde 50 oranında düştü. Domateste, salatalıkta, örtü altı bütün ürünlerde yaşıyoruz. Dolayısıyla bir üründe verim ne kadar azsa o ürünün fiyatı o kadar yüksek olacak. Kaldı ki, örtü altında ürettiğimiz ürünlerimizin üretim maliyetleri çok yüksek. Fiyata yetişemiyoruz. Bu girdi fiyatlarımızla bu çiftçinin ayakta kalma şansını çok fazla görmüyoruz” dedi.

“NARENCİYEMİZİ BU KADAR VURDUĞUNU İLK GÜNLERDE HİSETMEDİK"

Zirai donun ardından yaptıkları tespitlerde, özellikle şeftali, nektarin, erik, badem gibi sert çekirdekli meyve ağaçlarının tamamında hiç çiçek bırakmadığına dikkat çeken Yılmaz, “Bunun ağıdını yaparken, narenciyemizi bu kadar vurduğunu ilk günlerde hissetmedik. İlerleyen süreçte baktık ki, narenciye bahçelerimiz kurumaya başladı. Bu ağaçlar en az iki yıl kendisini toparlayıncaya kadar hiç oradan ürün almadan masraf edeceğiz. Nereye kadar direneceğiz, nereye kadar buna katlanacağız onu da bilmiyoruz şu an” diye konuştu.

“TÜKETİCİ 50 LİRADAN AŞAĞIYA YİYEMEYECEK"

Akdeniz ilçesinin hemen bütün bölgelerinde sert çekirdekli kalmadığına işaret eden Yılmaz, bu durumun fiyatlara yansıyacağını vurgulayarak, “Kalan yerlerdeki ürünlerimizi de üretici 50 liradan aşağıya yiyemeyecek. Böyle de bir sorunla karşı karşıyayız. Diğer ilçelerde de Anamur’a kadar sahil bandı sert çekirdeklilerde komple aynı durumda. Adana ve Antalya’da da aynı. Sert çekirdeklide çok ciddi problem yaşayacağız” ifadelerini kullandı.
Üreticinin sıkıntılarını atlatabilmesi için taleplerini de sıralayan Yılmaz, şöyle dedi:
“Çiftçi borçlarının faizsiz şekilde en az iki yıl ertelenmesini talep ediyoruz. Borçlu çiftçilerimiz bu ertelemeyi alırlarsa bir nebze rahatlayacaklar. Bu yıl ya da önümüzdeki yıl iki yıllık mahsulün bir kısmının telafi edilmesini, bir kısmıyla alakalı çiftçilerimize belli bir destekte bulunulmasını isteriz ki bu gübre, mazot, elektrik fiyatları desteği olabilir.” 

“GEÇEN SENE DÖNÜMDEN 2-2,5 TON TOPLUYORDUM, ŞU ANDA 300 KİLOYU ZOR TOPLAYACAĞIM"

Kazanlı’da biber serası olan üretici İbrahim Çetinkaya da geçen yıl serada bir dönümden 2,5 ton dolma biber toplarken, şu anda 300 kilogramı toplayamadıklarını söyledi. Zirai don nedeniyle çok mağdur olduklarını belirten Çetinkaya, şunları söyledi:
“Geçmişte soğukla şu anda da sıcakla mücadele ediyoruz. Bu durum fiyatlara da yansıyor. Şu anda halde dolma biberin kilogramı 11 lira. Piyasada, pazarlarda kaç lira bilmiyorum. Ben geçen sene buradan 3 liraya dönümden 2-2,5 ton topluyordum, şu anda 300 kiloyu zor toplayacağım. Üretici olarak biz bu şartlarda seneye bu üretimi yapamayacağız. Zor durumdayız, ürün yok.” 

“TARIM ÜRÜNÜNÜN PARASINI DİREKT TÜKETİCİYE İLETEN YİYİYOR"

Limon ve nektarin bahçeleri olan üretici Süleyman Yaman ise daha önce sera olan bütün alanlarını limon bahçesine çevirdiğini, ancak iki yaşındaki ağaçları tam meyve vereceği sırada don vurduğunu dile getirerek, yaşanları şöyle özetledi:
“Aklım erdi ereli bu tarihlerde böyle soğuk olmadı. Tam ekmeğini yiyecektik bir soğukta mahsul tamamen bitti. Toplam 45 dönüm limon bahçesinden yaklaşık 200 ton mahsul bekliyorduk, bir çiçek bile yok. Limonda yediğimiz darbeyi nektarinde de yedik. Ondan dolayı da kesmek zorunda kaldık. Üstünde bir tane meyvesi bile kalmadı. 15 dönümün tamamını keseceğiz.” 
Yaklaşık 5 yıl önce ‘Üretici niye kazanamıyor’ diyerek alternatif aradığını belirten Yaman, komisyonculuk ve sevkiyatçılık da yaptığını söyledi. Yaman, şöyle dedi:
“Maalesef, bu paranın yenildiği bir yer var; o tarım ürününün parasını direkt tüketiciye ileten yiyor. Bugünkü piyasada biber 11 lira. İşçisiyle, navlunuyla, nakliyesiyle yaklaşık 16-17 liraya mal olur. Bakıyoruz pazarlardaki etiket 30 lira. Domates de burada 3-4 lira, marketlerde 25-30 lira. Bu para, ne sevk edenin ne üretenin ne de komisyoncunun cebinde. Nerede bu para? Ya markettedir ya manavdadır ya pazarlardadır.”