Muhtemelen unutmamışsınızdır…
İstanbul seçimlerinden sonra AKP’li Ali İhsan Yavuz, “Hiçbir şey olmasa bile bir şey oldu” demişti. Hatırladınız mı?
O söz; o gün için çok yadırganmış, üstelik bir hayli eleştirilmiş, dalga bile geçilmişti…
O söz, İstanbul seçimleri için anlamlı olmasa da, bu gün Akkuyu NGS’de olanlar için “cuk” diye oturuyor!
Akkuyu’da son günlerde öyle ilginç olaylar yaşanıyor ki; “Hiçbir şey olmasa bile, bir şeyler oluyor” demek oldukça anlamlı görünüyor.
Önceleri sık sık iş kazaları ve trafik kazalarıyla gündeme gelen, işçilerin “paramızı alamıyoruz” protestolarıyla ve işçiler arasındaki kavgalarla tırmanan gerginlik her geçen gün daha da arttı, sonunda Akkuyu NGS Projesinde yer alan IC İÇTAŞ’ın sözleşmesi tek taraflı feshedildi, yerine TSM Enerji Ltd. Şirketiyle sözleşme imzaladı.
Halbuki, IC İÇTAŞ’ın feshinden bir hafta önce Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in de katılımıyla Akkuyuda 4’üncü Reaktörün temel atma töreni yapılmıştı!
Peki ne oldu?
Bir anda, “zamanında yetişmeyecek” endişesi mi oluştu?
Tabi sözleşme feshedilince, hemen karşılıklı açıklamalar yapıldı ve iddialar havalarda uçuştu!
IC İÇTAŞ özetle şöyle açıklama yaptı; “Bizi tasfiye ederek Akkuyu’da Türk varlığını ve paydaşlığını ortadan kaldırmak istiyorlar. Türk işçiler çıkarılıp yerine Kazak-Özbek işçi getirecekler. Ruslar Türklere iş vermiyor, kemik atıyorlar. Biz know how (bilgi birikimi) artsın diyoruz, onlar bu bilgilerin Türkiye’nin eline geçmesini istemiyorlar. Titan-2 neden feshedilmedi?”
Akkuyu NGS Genel Müdürü Anastasia Zoteeva ise, “Titan-2 ve IC İÇTAŞ çok kez uyarıldı, iş güvenliği önlemler alınsın diye ihtar gönderildi. Önlem alınmadı ve ölümlü kazalar yaşandı. Gönderilen paralar gerekli yerlere harcanmadı. Şimdi, yerelleşme yol haritası başarıyla uygulanmaktadır. Projedeki Türk taşeronlarımızın hepsi bizimle çalışmayı kabul etti, sözleşmeler yeniden imzalanıyor. Türklerle güvene dayalı bir ilişki sürdürüyoruz. Bu gün, sahada istihdam edilenlerin yüzde 80’inden fazlası Türk vatandaşıdır ve bu sayı daha da artacaktır” şeklinde açıklamalar yaptı.
Akkuyu’da bunlar olurken, Cumhurbaşkanı Erdoğan da Soçi’de Putin’le görüşme hazırlığı yapıyordu.
Haklı olarak gözler Soçi’ye çevrildi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dönüşte yapacağı açıklama beklendi. Cumhurbaşkanı dönüşte Akkuyu NGS’yi ziyaret etti, basına kapalı bir görüşme gerçekleştirdi ancak bir açıklama yapmadı. Üstelik Cumhurbaşkanlığı sitesinde bile Akkuyu ziyareti 2 satırla anlatıldı.
İyi de, Akkuyu’da ne oldu?
Akkuyu ziyareti neden basına kapalıydı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin Soçi’de Akkuyu’yla ilgili ne görüştü?
Yani soru çok ve Akkuyu muamması sürüyor…
Örneğin, 6 Ekim 2010 tarihli Resmi Gazetedeki sözleşmenin 5. Maddesinde, “Rus Yetkili Kuruluşlarının Proje şirketindeki payları hiçbir zaman yüzde 51’den az olamaz. Proje şirketi, NGS tarafından üretilecek elektrik de dahil olmak üzere NGS’nin de sahibidir” yazıyor. Akkuyu NGS’nin “Yap, İşlet, Devret” modeliyle yapılacağı belirtiliyor ama şirketin akkunpp.com isimli sitesinin ilk sayfasında “Yap, İşlet, Sahip Ol” yazıyor…
Hangisi doğru?
Yap işlet Devret mi?
Yap İşlet Sahip Ol mu?
Türkiye, Proje şirketindeki yüzde 49’luk hisseyi devraldı mı?
Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın, Batı’nın amacının Rusya’yı zayıflatmak olduğunu söylemişti. Akkuyu ile Rusların eli mi güçlendiriliyor?
Akkuyu limanına ticari amaçla kullanım izni verildi mi?
Akkuyu NGS’ye Stratejik Yatırım Statüsü verildi mi?
Akkuyu bir nevi Rus üssü mü olacak?
Ruslara taviz mi veriliyor?
Akkuyu Ruslara mı kaldı?
İşte böyle; Akkuyu’da hiçbir şey olmasa bile, bir şeyler oluyor…
Hadi çık içinden!
Kalın sağlıcakla…