"Tisan’da yapılaşma"ya dava 

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, dünyanın 13’üncü cennet koyu olarak bilinen doğa harikası Silifke ilçesindeki Tisan Yarımadası’nın yapılaşmasına karşı hukuki süreç başlattı. Başkan Seçer, Mersin İdare Mahkemesi’nde açtığı davada, Cumhur İttifakı meclis üyelerinin oylarıyla önü açılan "Tisan’ın yapılaşmaya açılması" kararının iptalini istedi.  Seçer, davada ‘Yürütmeyi durdurma ve duruşmalı yargılıma’ da talep etti.

Ali Ekber ŞEN / MERSİN İZ HABER

Yeşil ile mavinin buluştuğu dünyanın 13’üncü cennet koyu olarak bilinen Mersin’in Silifke ilçesi Tisan Yarımadası’nın imara açılmasının durdurulmasına yönelik yargı süreci başlatıldı. Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Vahap Seçer, Mersin İdare Mahkemesi’nde açtığı ‘Yürütmeyi durdurma ve duruşma istemli’ davada, cennet adada yapılaşmanın önünü açan Cumhur İttifakı meclis kararının iptal edilmesini talep etti.

5 KATLI BİNA YAPILMASI YASAYA AYKIRI  

Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 13.09.2022 tarih ve 468 sayılı ısrar kararı verilen ve Cumhur İttifakı oylarıyla geçen Silifke İlçesi Yesilovacık Mahallesi içerisinde yer alan Tisan Bölgesini içeren 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği işleminin hatırlatıldığı dava dilekçesinde, “Bu karar hukuka aykırıdır. Tisan bölgesindeki koy, dünyanın en güzel 13 koyundan birisi olarak kabul edilmektedir. Tisan bölgesi 2 katlı yapılaşmaya uygun, nitekim bölgedeki 600'e yakın bina 2 katlıdır. 5 katlı bina yapılması, bölgenin mevcut yapılaşma düzenini bozacağı gibi beton yığınından ibaret çirkin bir görüntü oluşturacaktır. Dava konusu imar değişikliğinin yürürlüğe girmesi halinde izin ve ruhsatların buna göre verileceği inşaatlara başlanması halinin ileride geri dönülmesi veya telafisi mümkün olmayacak şekilde imkânsız zararlara yol açacağı iddialarıyla iptali ve yürütmesinin durdurulması talep ve dava edilmiştir” denildi.

"BELEDİYE MECLİSİ HALK ODAKLI, HALKIN ÇIKARLARINI ÖNCELİK ALMASI GEREKİR"

Ekleriyle birlikte yaklaşık 100 sayfayı bulan dava dilekçesinde Danıştay 8’nci Dairesi’nin Esas 1996/2937, 1996/2375 sayılı kararından da alıntı yapılarak Belediye meclislerinin ilgili kanun ve yönetmenliklere göre hareket etmesinin esas olduğu vurgulanıp şu ifadelere yer verildi:
“Belediye organları, farklı siyasal görüşleri ve grupları temsil eden kişi ya da kişilerden oluşabilirler. Ancak, bu organları oluşturan kişi ye da kişilerin yasalarla üstlendikleri görevlerini yerine getirirken, belli gurup, siyasal görüş ve hiziplerin değil, tüm yöre halkının temsilcisi olarak hizmet vermeleri, yöre halkının çıkarları bakımından kamu hizmetinin etkili yürütülebilmesi için, ortak tutum ve eylemlere yönelmeleri, uzlaşma sağlamaları zorunludur.”

“KAMU HİZMETİNİ AKSATACAK SONUÇLAR DOĞURMAKTA”

Dosya içeriğinden de anlaşılacağı üzere Belediye Meclisinde çoğunluk sağlayan bazı üyelerinin tutumları nedeniyle, kamu yararına olabilecek birçok konuda, gerekçe belirtilmeksizin olumsuz kararlar aldığı, bu durumun belediyece yapılacak işleri gecikmeye uğrattığı, bu nedenle de kamu hizmetini aksatacak sonuçlar doğurabileceği belirtilen dava dilekçesinde, şöyle denildi:
“Açıklanan nedenlerle, istemin kabulüne, Belediye Meclisinin, 1580 sayılı Yasanın 53/3. maddesi uyarınca feshedilmesine 01.10.1996 gününde oybirliği ile karar verildi" şeklindeki gerekçesi Belediye Meclisinin halk odaklı, yöre halkının çıkarlarını öncelik alan bir yaklaşımla hareket etmesi gerektiği vurgulanmıştır. Somut olayda, tüm seçmenlerin oyu ile oluşan büyükşehir belediye meclisi, bu kararı alırken üstün kamu yararını gözetmekle yükümlü asli organdır. Belediye meclisi kararlarını hukuki içeriğinin denetiminin idari yargının görev ve yetkisinde olduğu, somut olaydaki şekilde, ağır bir hukuka aykırılık ve takdir yetkisinin, siyasi amaçlar doğrultusunda, gerekçesiz olarak kullanılmasında ‘Üstün kamu yararı’ bulunmadığı, somut olay denetiminin bu nedenle yerindelik denetimi olarak kabul edilmesinin de mümkün olmadığı, partiler üstü ele alınması gereken bir konunun siyasi çekişmelere malzeme olduğu, itirazların reddedilmesinin bölgenin genel dokusunu bozacak olması, 2 katı geçmemek üzere düzenleme yapılması gerekmesi, şehircilik ilke ve esasları ile kamu yararına aykırı olduğundan, ayrıca bölgesel eşitlik ve mekânsal adalet ilkesine aykırı hareket edildiğinden, beldenin menfaatlerini doğrudan etki edecek olan yapı yoğunluğunu arttırarak çevresindeki yapılaşmayı bozacak ve yaşam kalitesini düşürecek nitelikte yöre halkını doğrudan etkileyecek meclis kararının bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı olduğundan iptali gerektiği açıktır.”

YÜRÜTMEYİ DURDURMA TALEBİ YÖNÜNDEN AÇIKLAMALAR

Dava dilekçesinde ‘Yürütmeyi durdurma’ talebi ile ilgili ise şu ifadeler yer aldı:
“Açıkladığım gerekçelerle, dava konusu işlemin hukuka aykırılığı açıktır. Hukuk Devleti ilkesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin en temel ve değiştirilemeyecek nitelikteki ilkelerindendir. Bu ilkenin Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından yok sayılması, Anayasa ile kurulmuş hukuk sistemini temelinden sarsarak, tüm yurttaşlarda hukuk güvenliği duygusunu ortadan kaldıracaktır.  İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27'nci maddesinin 2'nci fıkrasındaki ‘Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler. Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilir’ hükmü uyarınca, Sayın Mahkemenizin dava konusu işlem hakkında davalı İdarenin savunmasını almadan, teminatsız olarak yürütmeyi durdurma kararı vermesini önemle talep ediyorum.” Dava dilekçende ayrıca 577 Sayılı İYUK 17'nci maddesi 1'inci fıkrası hükmü ve ilgili Danıştay kararları uyarınca da yargılamanın duruşmalı olarak yapılması da istendi.

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI, KARARIN İPTALİ İSTENDİ

Dava dilekçesinin sonuç bölümünde ise şu ifadeler yer aldı:
“Yukarıda arz ve izah edilen, mahkemenizce resen nazara alınacak nedenlerle, 1.Y.U.K. 17'nci maddesinin 1'nci fıkrası uyarınca yargılamanın duruşmalı olarak yapılması talebimin kabulüne, davanın kabulü ile, Yeşilovacık Mahallesi 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı hükümlerinde Tisan kesiminde Tercihli Turizm Alanlarında Otel, Motel, Butik Otel Pansiyon yapılması durumunda kat yüksekliğinin ençok-5 kat olarak düzenlenmesine ilişkin yapılan 81 adet itirazın reddine dair Mersin Büyükşehir Belediye Meclisinin 11/08/2022 tarihli ve 439 sayılı kararında ısrar edilmesine ilişkin Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 13.09.2022 tarih ve 468 sayılı karar öncelikle yürütmesinin durdurularak, iptaline, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep ederim.”

AKP’Lİ MÜTEAHİT BİLDİK İSİM

Arsayı yandaş olduğu öne sürülen FARAS’a satanlar ise Mersinliler'in yakından tanıdığı bir aile şirketi. Söz konusu 2 tapudan birisi olan 41 bin 663.97 metre karelik 3067 parsel numaralı arsanın, FARAS İnşaat Yapı Sanayii Ticaret Limited Şirketi tarafından kurulan S.S FARAS Akdeniz Konut Yapı Kooperatifine satışı, AKP’li olmasıyla bilinen Emin Ucuz, iki kardeşi, çocukları ve yeğenleri tarafından yapıldı. Yine 120 bin 058.86 metrekare olan 3068 parselin 60 bin 029 metrekarelik bölümünü bir süre önce yaşamını yitiren Hüseyin Uğur, 60 bin metrekaresini ise yine AKP’li müteahhit Emin Ucuz tarafından ilgili kooperatife satıldı. Tisan’daki son derece değerli arsaları sattığı ortaya çıkan ve kentte AKP’li olmasıyla tanınan Ucuz Ailesi,  yıllardır Türkiye’nin birçok ilinde devlet ihaleleri almasıyla da biliniyor. MEFA isimli aile şirketi, eğitim, bayındırlık, spor-turizm, endüstriyel-ticari alanlarında çok sayıda devlet ihalesinin de içinde bulunduğu büyük projeleri hayata geçirdi. Şirket, halen Mersin’in en değerli kupon arazilerinin bulunduğu Yenişehir ilçesinde çok katlı dev konut projeleri yapımını sürdürüyor.

TİSAN HAKKINDA

Tisan Adası Silifke'ye yaklaşık 32 km mesafede, Yeşilovacık Mahallesi'nde yer alıyor. Dağların ardında bulunan ve çam ağaçlarıyla kaplı ormanların içinden geçilerek ulaşılan Tisan Adası, daha ilk görüşte herkesi büyülemeyi başarıyor. Bodrum'u andıran beyaz renkli evlerin bulunduğu adada deniz çok berrak ve bembeyaz kumlar yeşil ormanlarla birleşince ortaya inanılmaz bir manzara çıkıyor. Tisan Yarımadası iki koydan oluşuyor. Denizi sığ ve taşlık olsa da, Mersin'in en temiz ve berrak denizlerinden biri olarak anılıyor. Buraya Taşucu'ndan kalkan tekne turları da uğradığı için yaz mevsiminde ada oldukça kalabalıklaşıyor.