Karadenizlinin oğluna yazdığı eski bir mektup elimize geçti, hoşumuza gitti,
sizin de hoşunuza gider mi?
“Uy sevgili uşağım, Allah’ın selamı üzerine olsun...
Mektubumu çok yavaş yazayrum, çünkim bilirum ki, okuman zayıftır, çabuk okuyamazsun... Benden yana sual edersen, Allahuma pin şükür iyiyum.
Yeni bir iş buldum... Emrimde 1500’e yakın adam var, hepsi de sessuz sedasuz, kendi hallerinde...
Ne iş pulduğumi soraysan söyleyecegum, patlama, mezarlık pekçisi oldum
Geçtiğimiz hafta puraya iki tefa yağmur yağdu...
Piri pazartesinden perşembeye öbüri de perşembeden pazara...
Bacın Emine, bir uşak doğuracak, daha erkek midir, kız mıdır pelli değil.
Haçan o yüzden sağa dayı mı oldin, teyze mi oldin söyleyemeyrum...
Sağa kötü bir havadisim var...
Emicen İdris havasızluktan boğuldu. Öldi.
Pilirsin rahmetlinin dokuz uşağı var, daha fazla uşak olmasın diye bir ilaç almış, prezervatif midur, nedur, bakmış ki üstünde sıkıca kafana geçur diye yazulu, öyle etmiş.
Havasızluktan gitmiş...
Kötü havadisler piter mu?
Pahriyede askerlik yapan, on uşağı da kaybettuk...
Pindikleri denizaltı bozulmuş, motoru durmuş, inmuş aşağı, denizaltuyu itekleyup, motorunu çalıştırmak istemişler...
Temel emicen de tükkan açtu, o da otuza alduğunu yirmipeşe verir.
ürümden kazanıyormuş, öyle dedu...
Bizim köye findukçuların Temel’i muhtar seçtuk, akıllı uşak da...
eçen gün hepimizu zelzeleye karşı aşı etturdu.
Temel hem akkılidur, hem de dürüsttur...
Geçenlerde bir taksinin şoförü köye varmış, muhtarı arıyor, meğer yolda bir tavuk ezmiş sahibini soraymış...
Muhtar Temel, tavuğa bakmış, ha pu bizden değildur, pizum köyde yassı tavuk yoktir, demiş.
***
Senin küçüğün Ergin çok akıllı uşak çıktı...
Geçen gün tepeye varmış, elinde bir ip sallayıp duriy...
Anan, uy uşağum ne edeysun orada, dermiş.
da hava turumuna bakayrum, demiş..
Çektim oni akşam karşıma, anlat bakayum şu hava turumu işinu dedum.Anlattı.
Meğer ip sallanınca havanın rüzgarlı olduğuni, ip ıslanınca da yağmur yağdığını anlaymış.”
***
Mektubun ikinci sayfası kayıp, bu kadarı yetmez mi?
Pısırık bir adam, eli maşalı karısına dert yanmış: “Pis herifin biri dadandı, sabah sabah otobüste karşıma oturuyor, kötü kötü bakıp, kötü laflar ediyor.”
“Merak etme, ben hallederim...”
Adam bir süre konuşmaktan vazgeçmiş, lakin iki gün sonra yine başlamış, bu defa şikayetçi kocaya, “Seni gidi dedikoducu gavat!” diyormuş.
Demek “gavat” sıfatı, siyasi mizahımızda da var!
***