Telefonun diğer ucundaki kadın;
“Mustafa abi, sinirden çıldırıyorum. Mersin her geçen gün daha da yaşanmaz hale geliyor. Bizleri, özellikle de kadınlarımızı ve gençlerimizi daha kötü günler bekliyor” dedi.
Sakinleşmesini bekledim, ne olduğunu sordum, titrek ve ağlamaklı sesle anlatmaya başladı…
“Biraz canım sıkılıyordu, açılırım diye sahile gittim. Cumhuriyet Meydanı karşısındaki Amatör Balıkçılar Derneği’nin yakınında bir yere oturdum. 5-10 dakika sonra yanıma bir genç geldi, yarım yamalak Türkçesiyle benden sigara istedi. Önce vermek istemedim ama tedirgin oldum ve 2 sigara verdim, alıp gitti.
Bir süre sonra yine geldi. Sigara gibi ama daha kalın sarılmış, esrar olduğunu söylediği şeyi uzattı, “Sen bana bir güzellik yaptın, bunu al” dedi.Korkup kalktım, uzaklaşırken arkamı dönüp baktım. 3 kişiydiler. Tofaş marka siyah bir arabanın yanında duruyorlardı, muhtemelen Suriyelilerdi.Eve geldim. Elimi, yüzümü yıkadım. Korku ve sinirden titriyordum, polisi aramayı düşündüm sonra vazgeçtim ve seni aradım” dedi.
“Abi ne olacak bu halimiz? Özgecan’ın, kadınlarımızın ve gençlerimizin başına gelenleri hepimiz çok iyi biliyoruz. Demek ki bu adamlar gençlerimizi, kadınlarımızı böyle kandırıyorlar. Bunlar güpegündüz, herkesin ortasında nasıl oluyor da böyle davranabiliyorlar?” dedikten sonra “Ben şimdi ne yapayım? Polise gideyim mi?” diye sordu.
Beklemesini söyledim, polisi aradım, olanları anlattım. Telefonumu aldılar, kısa bir süre sonra Narkotik Şube’den olduğunu söyleyen bir polis aradı. Beni dinledikten sonra; “O bölgeden çok ihbar aldık, üzerine gittik ama bir sonuca ulaşamadık, takipteyiz, ne gerekirse yapacağız” diyerek teşekkür etti.
Ah, Mersin ah!
Atatürk’ün; “Mersinliler, Mersin’e sahip çıkınız” sözünü boşa çıkardığımıza mı yanalım?
Yoksa Necip Fazıl’ın; “Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!” dizelerine mi?
Hangisine yansak ne değişir?
Balıkesir Sındırgı’nın AKP’li eski belediye başkanı olan insanlıktan nasibini almamış şahıs, bayram dönüşü trafik yoğunluğunu fotoğraflayıp üzerine; “Çekilin aç Türkler tatilden dönüyor” diye yazıp, sosyal medyada paylaştıktan sonra silmedi mi?
Yani, içimizdekiler bizi dışlamıyor mu?
İşte, “Meydanı boş bulmak” tam da bu olsa gerek!
Sağlıcakla kalın, sakin kalmaya çalışın…
